Ülkemizin tarım potansiyeli açısından önemli 36 ili, son günlerde yaşanan zirai don olayından ciddi şekilde etkilendi. Meteorolojik gelişmeler doğrultusunda, özellikle ilkbahar aylarında görülen sıcaklık artışları, don olaylarıyla kesildi. Bu durum, tarım alanında büyük kayıplara yol açacak gibi görünüyor. Çiftçiler, ürünlerin ziyan olması ve maddi kayıplar yaşanması nedeniyle endişe içinde. Don olayının etkileri ne seviyede? Çiftçiler bu duruma nasıl önlem almalı? İşte detaylar...
Zirai don, tarım arazilerinde sıcaklıkların sıfır derecenin altına düşmesi sonucu meydana gelir ve bu durum, özellikle çiçeklenme dönemi içindeki bitkiler için büyük tehdit oluşturur. Ülkemiz iklim koşulları gereği, ilkbahar aylarında yaşanan sıcaklık değişimleri, bitkilerin uyanmasını hızlandırırken, nisan ve mayıs aylarında yaşanan ani don olayları, bu genç filizlerin zarar görmesine neden oluyor. Bu yıl özellikle geçen hafta sonu, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan uyarılar dikkate alınmadan, çiftçiler tarlalarındaki ürünlarını koruma konusunda önlem almadı. Öngörülemeyen hava koşulları, büyük kayıplara yol açtı. Çiftçiler, bu yıl don olayının etkisini daha da iyi anladı; yaşanan hasarın boyutu ise büyük endişe yaratıyor.
Ülkemizin kuzey ve iç bölgelerinde bulunan 36 il, don olayından yoğun bir şekilde etkilendi. Tarım sektörü açısından önem taşıyan bölgelerde, özellikle meyve ve sebze hasatlarının büyük bir bölümü don nedeniyle zarar gördü. Çiftçiler, ürünlerini hasat edemediği gibi, taze ürünlerin yanı sıra gelecekteki kış stokları için de büyük kayıplar yaşanması muhtemel. Pek çok çiftçi, gelecek sezon için de belirsizlik içinde. Hükümetin, tarım sigortası gibi önlemler alınması yönündeki talepleri de giderek artıyor. Don olaylarının ardından, çiftçilerin alacakları koçanlar ve destekleme ödemeleriyle birlikte, bu kayıpların telafisi için adımlar atılması gerektiği ifade ediliyor.
Tarım Bakanlığı, bu tür doğal afetlerin etkilerini minimize etmek ve çiftçilerin zararlarını karşılamak adına çeşitli destek mekanizmaları geliştirmekte. Ancak, yaşamış olduğumuz bu büyük don olayı sonrası çiftçilerin yaşadığı kaybın büyük oranda telafi edilmesi şart görünüyor. Don olayları ile mücadele için daha etkili bir iklim politikası ve tarımsal üretimin geliştirilmesi adına sürdürülebilir çözümler üretilmesi, gelecekteki olası felaketlerin minimize edilmesi açısından önemlidir.
Ülkemiz kırsalında yaşanan bu zor günler, yalnızca bir ekonomik sorun olarak değerlendirilmiyor. Doğa, iklim değişikliği ve tarım politikalarıyla entegre bir şekilde ele alınmalı. Çiftçilerin desteklenmesi, tarımsal üretimin sürdürülebilirliği ve doğal afetlerle etkili bir şekilde başa çıkılması gerektiği aşikar. Yaşanan bu felaketten ders çıkarılarak, hem ekonomik hem de sosyal açıdan ileride benzer sorunların yaşanmaması için yeni stratejiler geliştirilmelidir.
Kısaca, don olayı, yalnızca tarımsal üretimi değil, sosyal yapıyı da olumsuz etkileyebilir. Çiftçilerin sesi duyulmalı ve gereken adımlar bir an önce atılmalıdır. Elde edilecek sonuçlar, Türkiye’nin geleceği için son derece önemlidir. Dolayısıyla, hem çiftçilere hem de tarım ekonomisine destek vermek üzere kamuoyunun bilgilendirilmesi ve harekete geçirilmesi gerekmektedir. Don olayının ardından yapılan desteklemelerin yanı sıra, çiftçilerin bilinçlendirilmesi ve iklim koşullarına uygun tarımsal uygulamaların benimsenmesi de alındı alacak tedbirler arasında yer alıyor.