Donald Trump, 20 Ocak 2017’de ABD’nin 45. başkanı olarak göreve başlamasının ardından, ilk 100 günde gerçekleştirdiği icraatlarla gündemi oldukça meşgul etti. Göreve geldiği günden itibaren birçok alanda yenilikler ve değişiklikler yaparak, hem destekçilerini hem de muhaliflerini harekete geçirdi. Bu makalede, Trump'ın ilk 100 gün içerisindeki önemli icraatlarını ve politikalarını detaylı bir şekilde ele alacağız.
Trump’ın ekonomi politikaları, göreve başlamasından hemen sonra belirginleşti. İlk olarak, 2017’nin Mart ayında açıkladığı vergi reformu tasarısı, ülkedeki vergi sistemini radikal bir şekilde değiştirme hedefi taşıyordu. Trump, bireysel vergi oranlarını düşürmeyi ve şirketler için vergi indirimleri sağlamayı amaçladı. Bu reform sayesinde, şirketlerin yurt içindeki yatırımları artırması ve dolayısıyla istihdam yaratması teşvik edilmek istendi.
Ayrıca, Trump yönetimi, yerel üretimi artırmak ve iş gücü piyasında yeni istihdam olanakları sağlamak amacıyla çeşitli teşvikler sundu. Ülkede sanayi üretimini desteklemek için uygulamaya konan politikalar, özellikle imalat sektörüne yönelik yeni yatırımları artırarak, işsizlik oranının düşmesine katkıda bulunmayı hedefledi.
Trump’ın bu ekonomik politikaları, bazı eleştirmenler tarafından "en zenginlere yarayan reformlar" olarak nitelendirildi. Ancak destekçileri, bu adımların genel ekonomik büyümeyi teşvik edeceğini ve Amerikan halkına fayda sağlayacağını savundu. İlk 100 gün içerisinde, borsa endekslerinde de gözle görülür bir yükseliş gerçekleşti. Bu durum, Trump’ın ekonomik yönetimine olan güvenin bir yansıması olarak değerlendirildi.
Sağlık alanında ise Trump, Obamacare olarak bilinen Sağlık Reformu’nu iptal etmek ve yerine yeni bir sağlık sistemi getirmek için çalışmalara hız verdi. 2010 yılında yürürlüğe giren Obamacare, Trump’ın en büyük hedeflerinden biri haline geldi. Trump, bu sağlık reformunun ülkedeki sağlık giderlerini artırdığına ve insanların sağlık sigortasına erişimini zorlaştırdığına inanıyordu.
Trump yönetimi, ilk 100 gün içerisinde Obamacare’i iptal etme çabalarına hız verdi. Bu kapsamda, kamuoyunda sıkça tartışılan "American Health Care Act" (AHCA) tasarısını sundu. Tasarının, sağlık sigortası kapsamını azaltacağı ve milyonlarca Amerikalının sağlık sigortasız kalmasına neden olacağı gibi eleştirilerle karşılaştı. Ancak Trump, bu adımın sağlık sisteminin daha sürdürülebilir hale geleceğine inanıyordu.
Bu süreç içerisinde, Trump’ın Sağlık ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na atadığı Tom Price, sağlığın yeniden yapılandırılması konusunda kritik bir rol üstlendi. Price, sağlık giderlerini kontrol altına almayı ve daha fazla kişiye sağlık sigortası sunmayı amaçlayan reformların savunucusu olarak öne çıktı.
Trump’ın sağlık reformu konusundaki katı duruşu, kongrede de tartışmalara yol açtı. Demokrat Parti üyeleri, sağlık sektöründeki bu değişikliklerin halk sağlığına zarar vereceğini savunurken, bazı Cumhuriyetçi milletvekilleri de bu reformun eksiklikleri konusunda endişelerini dile getirdi.
Bunun yanı sıra, Trump, ilaç fiyatlarını düşürme sözü vererek, ilaç şirketlerinin yarattığı fiyat artırımlarına karşı mücadelesine vurgu yaptı. Bu konudaki adımları, ilacın erişilebilirliğini artırma amacı taşısa da, ilaç sektöründeki yenilikçi araştırmaları da etkileyebileceğine dair çeşitli yorumlar yapıldı.
Sonuç olarak, Trump’ın ilk 100 günde gerçekleştirdiği icraatlar, Amerika’nın geleceği açısından oldukça önemli adımlar arasında yer almakta. Ekonomi, sağlık ve eğitim gibi temel alanlardaki değişiklikler, Trump’ın yönetimi hakkında toplum genelinde büyük bir tartışmanın fitilini ateşledi. Destekçileri bu adımları cesur ve gerekli olarak görürken, muhalefet ise toplumsal eşitsizlikleri artıracağını iddia etmekte. İşte bu nedenle, Trump’ın ilk 100 gününde attığı adımlar, hem ABD içindeki dinamikleri değiştirmekte hem de dünya genelinde yankı bulmaktadır. Zamanla bu politikaların sonuçları daha net bir şekilde görülecek ve bu yeni dönemin ABD için ne tür etkileri olacağı merakla beklenmektedir.