Son günlerde Türkiye’nin doğal afetlerle olan çalkantılı ilişkisi yeniden gündeme geldi. Deprem uzmanı Frank Hoogerbeets’in İstanbul’un muhtemel depremleriyle ilgili yaptığı açıklamalar, halkta büyük bir tedirginlik yarattı. Hoogerbeets, daha önce Kahramanmaraş depremini doğru tahmin eden bir isim olarak dikkat çekiyor. Bu bağlamda, İstanbul'un karşı karşıya olduğu tehlikeler ve Hoogerbeets'in tahminleri hakkında merak edilenleri derledik.
Frank Hoogerbeets, Değişik Depremler Araştırma Enstitüsü (SDI) çalışanı olarak, yıldızlar ile yer hareketleri arasındaki ilişkiyi araştırma konusundaki uzmanlığı ile tanınıyor. Hoogerbeets, geçmişte yaptığı sismik tahminlerle büyük bir üne kavuşmuş olup, 2023 yılı başlarında Kahramanmaraş’ta meydana gelen büyük depremin önceden öngörülmesiyle dikkatleri üzerine çekti. Şimdi ise İstanbul’un riskli durumu hakkında yaptığı değerlendirmeler, hem uzmanlar hem de vatandaşlar arasında tartışmalara yol açtı.
Hoogerbeets, İstanbul'un jeolojik yapısına dair toplanan verilerin sürdürülebilir bir deprem riski taşıdığını vurguladı. 1999 İzmit Depremi’nden bu yana İstanbul’da potansiyel bir yıkıcı depremin gerçekleşme olasılığı sürekli bir tehdit olarak varlığını koruyor. Hoogerbeets, bu tehlikenin göz ardı edilmemesi gerektiğini belirterek, 'İstanbul çok fazla yük taşıyor ve her an bir depremle sarsılabilir' ifadesini kullandı.
Bazı araştırmalara göre, İstanbul'daki deprem riski, şehrin tarihi ve coğrafi yapısı yüzünden oldukça yüksek. JEOLOJİK olarak hareketli olan bu bölge, birçok fay hattının birleşim noktasında bulunuyor. Uzmanlar, mevcut yapıların büyük bir depremde dayanamayacağını specific olarak dile getiriyor. Hoogerbeets, ‘Eğer İstanbul’da büyük bir deprem olursa, 1999 İzmit Depremi'nden çok daha yıkıcı sonuçlar doğurabilir’ şeklinde uyarıyor.
Hoogerbeets’in açıklamalarının ardından, İstanbul’da meydana gelebilecek olası bir depreme hazırlık çalışmaları tekrar gündeme geldi. Yerel yönetimler, deprem güvenliği konusunu ele almak için çeşitli projeler ve kampanyalar başlatmış durumda. Ancak, bu hazırlıkların ne kadar yeterli olduğu ve halkın bu konuda ne kadar bilinçli olduğu üzerinde durulması gereken önemli konular arasında yer alıyor.
Uzmanlar, deprem öncesinde yapılması gereken en önemli şeyin eğitim ve bilgilendirme olduğunu savunuyor. Depremin ne zaman olacağına dair kesin bir tahmin yapmak mümkün olmasa da, insanların bu konuda bilinçli hale getirilmesi, olası felaketlerin etkilerini azaltacaktır. Frank Hoogerbeets gibi uzmanlar, bu konudaki bilgi birikimlerini paylaştıkça, kamuoyunda deprem hazırlıkları konusunda daha geniş bir farkındalık yaratmaya devam edecekler.
Sonuç olarak, İstanbul'un deprem riski, hala hakkıyla göz ardı edilemeyecek bir gerçek. Gerçekleştirilen hazırlıkların ve eğitimlerin artması, gelecekte yaşanabilecek olumsuzlukları önemli ölçüde azaltacaktır. Frank Hoogerbeets’in tahminleri, sadece bir uyarı değil, aynı zamanda toplumun bu konuda ne kadar ciddiye alması gerektiğinin de bir göstergesidir. İstanbul’un depremselliği konusundaki kaygılarımızı artırmak için değil, bilinçlenmek ve hazırlığımızı artırmak amacıyla değerlendirilmelidir.
Yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler bu konudaki sorumluluklarını yerine getirdiğinde, İstanbul’un bu belirsiz gelecek ile daha güvende olacağına dair umutlar artacaktır. Hoogerbeets’in yaptığı tahminler ve uyarılar, aslında toplumun kendi geleceği için birer fırsat olarak görülebilir.