İstanbul'un gece karanlığında yaşanan bir olay, aile içindeki şiddetin ne denli tehlikeli boyutlara ulaşabileceğini bir kez daha gözler önüne serdi. İki çocuk annesi 35 yaşındaki Aysel Y., evinde silahlı saldırıya uğrayarak hayatını kaybetti. Olay, 10 Ekim 2023 tarihinde Başakşehir ilçesindeki bir apartman dairesinde meydana geldi. Mahalle sakinleri, gece saatlerinde silah seslerini duyunca büyük bir panik yaşadı. Olay yerine gelen polis ekipleri, Aysel Y.'nin cansız bedeniyle karşılaştı. Bu trajik olay, sadece bir kadının hayatını kaybetmesi değil, aynı zamanda iki küçük çocuğun annesiz kalmasıyla toplumda büyük bir travma yarattı.
Edinilen bilgiye göre, Aysel Y. bir süredir eşinden boşanmak üzereydi. Eşinin, şiddet eğilimleri olan bir kişi olduğu iddiaları, Aysel’in yakınları tarafından dile getirilen endişeleri doğruluyor. Olay günü, Aysel Y. evde yalnızken, eşi H.Y. kapıyı zorlayarak içeri girdi. İkilinin arasında şiddetli bir tartışma çıktığı ve bu tartışmanın ardından H.Y.'nin silahını çektiği aktarıldı. Çocukların odasında uyuduğu sırada yaşanan bu kan donduran olay, özellikle vicdanları sızlattı. Aysel’in akrabaları, kadının bu sürede yaşadığı korkuları ve eşinden aldığı tehditleri polise bildirmediğini belirtiyor. Eğer Aysel Y. yaşadığı şiddeti yetkililere bildirip yardım alabilseydi, belki de bu trajedi yaşanmayacaktı.
Bu olay, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin ardı arkası kesilmeyen bir sorun olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Verilere göre, kadın cinayetleri 2023 yılında artış göstermeye devam ediyor. Kadınları koruma kanunları ve uygulamaları yeterli derecede etkin olamamakta; birçok kadın, şiddet mağduru olduğu durumda yardım aramakta tereddüt ediyor. Aysel Y.'nin son anlarında yaşadığı korku, birçok kadının bu ülkede hissettiği yalnızlığın ve çaresizliğin bir sembolü olmaktadır. Aysel’in çocuklarının ileride bu olayı nasıl algılayacağı, yaşanacak travmanın büyüklüğünü gözler önüne seriyor. Uzmanlar, kadına yönelik şiddete karşı toplumsal farkındalığın arttırılması gerektiğini ve bu tür olayların önlenmesi için tedbirlerin alınmasının elzem olduğunu vurguluyor.
Bu olayın ardından sosyal medya üzerinde pek çok kullanıcı, Aysel Y.’ye adalet sağlanması çağrısında bulundu. Kadın cinayetlerinin durdurulması için daha etkin yasal düzenlemelerin gerçekleştirilmesiyle birlikte, toplumun her kesiminden duyarlılık gösterilmesi gerektiği belirtiliyor. İstanbul gibi büyük şehirlerde, aile içi şiddetin artması, yerel yönetimlerin ve devletin bu konudaki faaliyetlerinin artırılmasını da zorunlu kılmaktadır.
Geçtiğimiz günlerde yaşanan bu olayın ardından, Aysel Y.’nin mezarına bırakılan çiçekler ve yapılan anmalar, toplumsal bir hareketin başlangıcına işaret ediyor olabilir. Özellikle üniversite gençliği ve kadın hakları örgütleri, bu konularda daha fazla farkındalık artıracak kampanyalar düzenlemekte. Amaca ulaşmak için, tüm sokaklardan Türkiye’nin dört bir yanına ulaşarak, coşkuyla seslerini duyurmaya kararlı olan bu gruplar, Aysel'in unutulmamasını sağlama hedefinde birleşiyorlar.
Öte yandan, Aysel Y.'nin çocuklarının durumu üzerine de sosyal hizmet uzmanları devreye girmiş durumda. Yetim kalan çocukların, devlet destekli bir şekilde gelişimlerinin sağlanması ve iyi bir bakım alması için gerekli adımlar atılacak. Bu trajedinin yalnızca Aysel Y. için değil, bu çocuklar için de bir dönüm noktası olduğu düşünüldüğünde, toplum olarak yapılan tüm bu çalışmalar önem kazanmaktadır.
Aysel Y.’nin acılı ailesi, birkaç gün içerisinde bir basın toplantısı düzenleyerek, yaşanan bu olayın arka planına dair bilgi vermeyi ve şiddet olaylarıyla mücadelede toplumsal bilinci artırmayı hedefliyor. “Aile içindeki şiddeti durdurmak, sadece devletin değil, tüm toplumun sorumluluğundadır” diyen kardeşi, birçok kadının benzer durumda olduğunu ve bu sorunların izlerinin sadece bir kadını değil, tüm toplumu etkilediğini vurguladı.
Son olarak, yaşanan bu acı olay vasıtasıyla, Türkiye’de kadına yönelik şiddetle etkin bir mücadelenin gerekliliği bir kez daha gözler önüne serildi. Aysel Y.’nin adı, yalnızca bir kurban olarak kalmamalı; şiddetin durdurulması için bir sembol haline gelmesi gerekmektedir. Her geçen gün artan bu sorun karşısında, sesimizi yükseltmek ve dikkat çekmek, her bireyin sorumluluğudur. Önümüzdeki günlerde yaşanacak gelişmelerle, Aysel Y.’nin anısının yaşatılması için atılacak adımlar merakla bekleniyor.