Ermenistan'da muhalif isimlere yönelik yapılan gözaltılar, ülkede yaşanan siyasi gerilimleri bir kez daha gündeme getirdi. 7 muhalif, “terör” suçlamalarıyla gözaltına alındı. Bu operasyon, siyasi muhalefetin büyük bir endişe kaynağı haline gelmesine ve Ermenistan’ın demokrasi tarihine damga vuracak olayların patlak vermesine neden oldu. Peki, bu gözaltılara zemin hazırlayan sebepler neler ve bu durum Ermenistan'ın siyasi manzarasını nasıl etkileyecek? İşte detaylar.
Ermenistan'daki siyasi kriz, 2020 yılında yaşanan Dağlık Karabağ savaşı sonrası derinleşmeye başladı. O günden bu yana, iktidar ve muhalefet arasındaki çatışmalar giderek artarken, hükümetin muhalif seslere yönelik baskıları da çoğaldı. Son yaşanan gözaltılar, bu baskıların bir parçası olarak değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanı Nikol Paşinyan yönetimi, muhalefetin artan etkinliğinden rahatsızlık duyuyor ve son zamanlarda kendisine muhalefet eden isimleri hedef alarak, kendi konumunu sağlamlaştırmaya çalışıyor.
Gözaltına alınan 7 muhalif, Ermenistan'ın bağımsızlığının simgeleri olarak biliniyor ve ülkede demokratik reform çağrısı yapan isimler arasında yer alıyor. Hükümet, bu kişilerin ulusal güvenliği tehdit ettiğini iddia etse de, muhalefet bu suçlamaların tamamen siyasi olduğunu ve ifade özgürlüğüne bir darbe niteliği taşıdığını savunuyor. Bu durum, hem iç politikada hem de dış ilişkilerde ciddi sonuçlar doğurabilir.
Uluslararası kamuoyundan gelen tepkiler de dikkat çekici. Avrupa Birliği, Ermenistan hükümetine çağrılarda bulunarak, insan haklarına ve ifade özgürlüğüne saygı gösterilmesi gerektiğini vurguladı. Birçok insan hakları kuruluşu ise gözaltıların derhal sonlandırılmasını ve muhaliflerin serbest bırakılmasını talep ediyor. Bu durum, Ermenistan’ın batıyla olan ilişkilerini daha da gerginleştirebilir, zira ülkenin demokratik standartlarının ERP'ye katılım sürecinde bir engel olabileceği düşünülüyor.
Ermenistan'ın tarihi boyunca yaşadığı toplumsal ve politik çatışmaların ardından, şu anki hükümetin tavırları, halkın genelinde büyük bir hoşnutsuzluk yaratıyor. Yanlış yönetim, toplumda derin yaralar açabilir ve bu yaralar, daha fazla protesto ve muhalefet faaliyetlerinin zeminini hazırlayabilir. Özellikle sosyal medya üzerinden örgütlenen gençlerin, hükümete karşı olan duruşları, Ermenistan’da devrim niteliğinde hareketlerin ortaya çıkma potansiyelini yükseltiyor.
Sonuç olarak, gözaltına alınan muhalif liderler ve destekçileri, yalnızca Ermenistan'daki mevcut iktidar yapısına karşı duruş sergilemekle kalmayıp, aynı zamanda ülkenin demokratik işleyişini de sorgulayan bir temsili ifade ediyor. Gelecek günlerde olayların nasıl gelişeceği merak konusu. Ermenistan halkının iradesi, bu süreçte hiç şüphesiz belirleyici bir rol oynayacak. Ülkenin geleceği, muhalefet seslerinin bastırılmasına verilecek yanıtla şekillenecek gibi görünüyor. Seçim süreçleri, her daim ön planda olan muhalefetin talep ve dilekleri göz ardı edilmemelidir.