Uzun yaşam, birçok insanın hayali olsa da, bu hayal gerçeğe dönüşmek için neleri göz önünde bulundurmak gerektiği konusunda tartışmalara neden olur. Bu tartışmaların merkezinde tahmin edebileceğiniz gibi, yaşam kalitesi ve sağlık gelir. 102 yaşındaki dünya çapında tanınan doktor, yılları geride bırakırken gözlemlerini ve yaşam felsefesini paylaşarak herkesin dikkatini çekmeyi başardı. Peki, bu kadar uzun ve sağlıklı bir yaşam sürmeye nasıl başardı? İşte onun yaşam sırları!
Dünyanın en yaşlı doktoru, sağlıklı bir yaşamın temelinin dengeli ve doğru beslenmeden geçtiğini vurguluyor. Uzun yaşamı boyunca birçok farklı diyet ve beslenme türlerini denemiş olsa da, en çok vurguladığı şey; taze ve doğal besinler. İşlenmiş gıdalardan uzak durmanın yanı sıra, sebze, meyve ve tam tahıllar gibi besinleri beslenme programının merkezine almış. Özellikle yeşil yapraklı sebzeler, antioksidanlar ve vitaminler açısından zengin olduğu için vücudu güçlendiriyor.
Bunun yanı sıra, bu uzun ömürlü doktor, dengeli protein alımına dikkat ettiğini belirtiyor. Özellikle baklagiller, balık ve tavuk gibi sağlıklı protein kaynaklarını tercih ettiğini ve et tüketimini minimumda tutarak, kalp sağlığını koruduğunu belirtiyor. Ayrıca haftada en az bir veya iki kez kırmızı et tüketmenin, aşırıya kaçılmadığı sürece zaralı olmadığını eklemekte fayda var.
İleri yaşına rağmen, bu doktorun en önemli prensiplerinden biri de düzenli fiziksel aktivite. Her sabah mutlaka egzersiz yaptığını ifade eden doktor, yürüyüşler, yoga ve hafif ağırlık çalışmalarıyla hem bedenini hem de zihnini aktif tuttuğunu söylüyor. Fiziksel aktivitenin sağlıklı bir yaşamın ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayan doktor, zamanla hareketsizliğin vücuda zararlı olabileceğini belirtmekte.
Ayrıca, egzersizin sadece fiziksel sağlığı değil, zihinsel sağlığı da olumlu etkilediğini belirtiyor. Düzenli olarak yapılan fiziksel aktiviteler, endorfin salgılar ve bu da insanı daha mutlu biri haline getirir. Doktor, her gün yarım saatlik bir yürüyüşün bile büyük bir fark yaratabileceğini vurgulamaktadır.
Düzenli egzersizlerin yanı sıra, doktor hayatında sosyal aktivitelerin de önemli bir yere sahip olduğunun altını çiziyor. Arkadaşlarıyla ve ailesiyle sıkça vakit geçirmenin, yalnızlık hissini azaltarak ruhsal ve zihinsel sağlığı olumlu yönde etkilediğine inanıyor.
Doktor, yaşının ilerlemesine rağmen zihinsel aktivitelerden vazgeçmediğini belirtiyor. Her gün yeni şeyler öğrenmeye çalıştığını, kitap okuyarak, belgesele ve eğitim videolarına yönelerek zihnini canlı tutmaya özen gösterdiğini ciddi bir ciddiyetle ifade ediyor. Eğer zihinsel olarak aktif kalmazsak, bilişsel gerilemenin kaçınılmaz olabileceğini belirtiyor. Bu yüzden, her yaştan birey için öğrenilmesi gereken yeni beceriler ve bilgiler olduğunu hatırlatıyor.
Ayrıca, beynin sağlıklı kalması için sosyal etkileşimin de önemini vurguluyor. Zihni aktif tutmak için düzenli aralıklarla arkadaşlarıyla sohbet etmenin ve tartışmalar yapmanın faydalı olduğunu söylüyor. Bu tür aktiviteler, sadece bilgi dağarcığını genişletmekle kalmaz, aynı zamanda ruhsal olarak da besleyici bir deneyim sunar.
102 yaşındaki doktorun en dikkat çekici bir tespitlerinden biri, yaşamı boyunca karşılaştığı zorluklara karşı sergilediği pozitif tutum ve düşünce şekli. Olumlu bir bakış açısına sahip olmanın, ruh sağlığına ve genel yaşam kalitesine büyük katkı sağladığını düşünmekte. Her zaman iyimser ve umut dolu kalmaya çalıştığını belirtiyor. Olumlu düşünme pratiğinin yanı sıra, meditasyon ve farkındalık uygulamaları da zihinsel esnekliğini artırmada önemli bir rol oynamaktadır.
Sadece kendisine değil, çevresindekilere de pozitif enerjisini yaymaya özen gösterdiğini belirtiyor. Başkalarının yaşamlarını olumlu yönde etkileyen bir tutum takınmanın, kendi mutluluğunu ve huzurunu artırdığını söylüyor. Bu da saygı, sevgi ve dayanışmanın önemini pekiştirerek insanların daha sağlıklı bir yaşam sürmesine yardımcı oluyor.
Bu 102 yaşındaki doktorun 4 kuralı, sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmek isteyen herkes için ilham verici bir rehber niteliği taşıyor. Sağlıklı beslenme, düzenli fiziksel aktivite, zihinsel aktiflik ve pozitif düşünme gibi unsurlar bir araya geldiğinde, yaşam kalitesinin artması kaçınılmazdır. Bu sırlar, yalnızca yaşlı bireyler için değil, her yaş grubundaki insanlara hitap eden evrensel prensiplerden oluşmaktadır. Yaşınız ne olursa olsun, bu dört kuralı hayatınıza dahil ederek sağlıklı, mutlu ve uzun bir yaşam sürebilirsiniz.